Kedinin yakın çekim portresi, yeşil gözleri ve uzun bıyıklarıyla, mor renkli bir koltuk üzerinde oturuyor.

Okura Mektup

Bir yaratımım olmasını çok uzun bir süredir içten içe istiyordum ancak çok uzun bir süreyi de ne yapmam gerektiğine karar vermeye çalışarak geçirdim. Bunun ne kadar anlamsız olduğunu o kadar ani anladım ki, kafamda bu fikir o anda belirmişti. Tek bir şey yapmak istemiyordum. Tek bir kişi olmak istemiyordum. Kafamda klasörlediğim her tutkum bir vitrinde sergilensin istedim. Bir dergi istiyordum ve “agenda”sı olmayan bir dergim olsun istiyordum aslında. Politik kimliğimi bastırmak zorunda değildim ancak yarattığım her şey de o kimlik tarafından şekillendirilmek zorunda değildi. Özgür kalabileceğim, insanlara göstermek istediğim her şeyi iletebileceğim bir platform arayışındaydım. Dergilerin internet sitelerini inceledim, yayınevlerini gözden geçirdim ama hiçbiri içime sinmiyordu. Eğer bana uygun bir yer yoksa kendime uygun olan yeri yaratacak gücüm vardı. Belki bugün değil ama yarın olacak umuduyla ellerinizde tuttuğunuz sayının ilk taslağını oluşturmaya başladım.

Yazmayı, okumayı ve anlatmayı oldum olası çok sevdim; kendimi bunları özgürce yürütebileceğim bir gelecekte görebiliyorum sadece. Kendi kafasında konuşan o küçük kız umarım başkalarına da bir şeyler anlatmayı başarabilir. Sevgili okur, bu dergi fikirlerini yaşatan ve bana ilham veren herkese armağan olsun isterim.

Mertçe iletmekten korkmayanlara...

Kurye’ye ulaşın!

Kurye ile birlikte iletmek isterseniz bize ulaşın!